Hey, Çok heyecanlıyım!
Okuduğum bölümden dolayı hep kitaplarla iç içeyim. Fakat çoğu
kendi seçimlerim dışında okumam “gereken”, akademik dili ağır basan eserler.
Zaten onlar olmasa dahi heyecanla satın aldığım bir kitap olmadı bir süredir.
Her neyse…
Geçtiğimiz hafta
buhranlı dönemlerimden birini yaşıyordum ‘yine’. Kendimi oyalamak ve peşimi
bırakmayan yalnızlığımdan biraz olsun sıyrılabilmek adına kendimi kitapçılar
sokağına attım. Artık yerlerini bile ezberlediğim, bir çok kez karşılaştığım
kitapları tekrar tekrar inceliyordum. Çok uzun zaman olmuştu kitap rafları
arasında veya sahaflarda aylak aylak dolanırken beni gerçekten heyecanlandıran
bir kitapla karşılaşalı. Birkaç kitap
seçtikten sonra kasaya doğru ilerledim; ismiyle de, kapağıyla da beni çok
heyecanlandıran bir kitap resmen bana bakıyordu; “TANRILAR OKULU”
Bir süre önce gözüme çarpan, incelemeye vakit bulamadığım bir
kitaptı aslında. Sonrasında ismini hatırlayamadığım için bulamamıştım. Karşıma
da çıkmamıştı üzücü bir şekilde.
Kitabı gördüğüm an melankolik ruh halimden az olsun
uzaklaştım. Kitabı elime aldım ve tanıtım bültenini okumaya başladım. Beni
karşılayan cümleyi gördüğüm an, kitabı almak için ikna olmuştum zaten;
“Hayat; tıpkı bana yaptığı
gibi, sizi de, bir mengenede soluğunuz kesilinceye kadar sıktığında, sizi
içinden çıkamayacağınız hayal kırıklıklarına uğrattığında ve hiç bir çıkış yolu
bulamadığınızda... işte ancak o zaman bu Kitap, biranda elinize geçecek ve sizi
bulacaktır.”
İsmiyle, tasarımıyla ve
tanıtım bülteniyle belki de tam bir pazarlama harikasıydı, bilemiyorum. Yine de
beni heyecanlandırmaya yetti veya bu zor dönemi atlatmak adına en ufak şeyden
etkilenmek için hazırda bekliyordum :)
Kişisel gelişim okumayı çok severim.
Tabi “10 Adımda cartcurt” tarzı kitaplar değil kişisel gelişimden kastım.
Felsefi bir derinliği olan veya inanç sistemlerinin temelinde yatan öğretilerle
beslenmiş kişisel gelişimlerden bahsediyorum. Gördüğüm kadarıyla “Tanrılar
Okulu“ da tam istediğim gibi felsefi öğretilerden yola çıkan, sorgulayıcı
tarzda bir kişisel gelişimdi.
Kitabı en yakın zamanda
okumaya başlayacağım. “Tanrılar Okulu”ndaki eğitimim sona erdiğinde de ilk işim
yeni öğrendiklerimi sizlerle paylaşmak olacak. Umarım hayal kırıklığına uğramam,
uğratmam :)
Yazımı kitabın yazarı Stefano
E. D´Anna ‘dan bir alıntıyla tamamlamak istiyorum;
“Özgürlük
yolunda atılması gereken ilk ve en zor adım, bu korkunun kişinin tüm yaşamına despotça
egemen olduğunu kavramaktır.”
Ütopik Sosyolog